Ansayfa / HABER & DUYURU / Yaşamsal Fark Ediş

Yaşamsal Fark Ediş

Yaşamsal Fark Ediş

Yaşamsal fark ediş her şeyden önce insanın kendini bilmesini sağlamalıdır.
İster bir gün, ister bir yüzyıl yaşayalım, asıl soru hep var olur, ”Kendini bilmek nedir?”

Varlığının anlamını içselleştirmişsen sorgulamanın gücünü fark ediyorsun. Kendini fark ettikçe yaşamsal fark edişin önemini kavramaya başlıyorsun.
İnsan, gelişim gücünü kendinden alan, oluşum halinde ki bir varlıktır. İnsanların duygu, düşünce, davranış biçimleri kendilerine özgü olduğu için, her insan başlı başına bir varlık olarak değerlendirilmelidir. İnsan doğuştan iyidir ve bu potansiyelini uygun koşullarda en üst düzeye kadar geliştirerek kendini gerçekleştirebilir.
Hayatımızdaki herhangi bir şeyi değiştirmek istediğimizde bakacağımız tek bir yer var,”Kendi içimiz.” Yaşamsal fark edişin en önemli ayağını oluşturuyor.

İnsanın hayattaki en büyük başarısı kendini bilmesidir. Kendini bilmek aynı zamanda önümüzü aydınlatır. İnsanın kendisini bilmesi kadar büyük bir nimet yoktur.
Kendini bilmeyen, hatta aramayan kişi, yaşamını da boşa geçirmiş, eserini verememiş, kendini gerçekleştirememiştir.
Kaldı ki insanın en büyük pratiği kendi hayatıdır desek abartı olmaz.

Deneyimlerimizden çıktığımız yolculuğumuzda her durakta ve her yolda hayatın anlamına dair edindiğimiz her öğreti bize yeni bakış açıları sunar.
Kendini bilen insanın akılla bağlantılı bir eylemi vardır. Kendine özgü bir canlı olmanın da ötesine geçerek yaşama anlam katar. Bunlar da kendini tanıma, sınırlarının farkına varma, bilgi sahibi olma ve yürekliliktir. Bu olumlu özelliklerin varlığıyla belli bir zihinsel olgunluğa erişince insan, sahip olunan bilgileri anlamlı ve sağlıklı kullanma, yaşamı doğru ve anlamlı bir şekilde yorumlayabilme bilgeliğine de ulaşmış oluyor. Hayatın anlamına da derinlikli bir bakış açısı kazandırıyor.

Dünyanın en büyük temel sorununun, insanın kendini bilmemesinden kaynaklanan bilgisizlikten ve bilgiye duyulan ilgisizlikten kaynaklandığını söylemek de mümkündür.
Kendimizi tanıdıkça hayatın anlamına yaklaşım tarzı-imiz değişiyor. Zamanın en değerli hazine olduğunun farkına varmaya başlıyoruz.
Kendini tanımayan insan, yaşamı olumlama yetkinliğinden yoksun oluyor. Kaldı ki insan kendine adil değilse, kendi öz benliğini içselleştirmemiş ise hep başkalarini oynar.

Kendine emek vermemiş, yaşamda bir duruşu olmayan, mazeretlere sığınarak,sürekli bir günah keçisi arayan insanların yaşama katacağı çok fazla bir şey yoktur. Kendiyle savaşı bitmemiş bir insanin yaşama katacağı bir şeyde olamaz. İnsan kendini bilince nerede susması, nerede inisiyatif alması ve nerede konuşması gerektiğini bilir.

Her insan eşsizdir ve ona ait olan bir şeyleri yapmak için dünyaya gelmiştir. Hayattaki amacımız, kendimizi tanımak ve hangi yaratım için dünyaya geldiğimizi bulmak olmalıdır. Amacımızı bilmek, kendimizi tanımanın da bir parçasıdır.
Şimdi ki çağa baktığımızda, insanlar kendi varoluş anlamları dışında amaçsız ve idealsiz hayatlar yaşamaya başladılar. Yaşamı, konuları, olayları sorgulamayan insanların sağlıklı düşünme kapasiteleri kuru ve yavan olur.
İnsan olarak potansiyelimizi değerlendirmenin ve içsel değişimin önemini anlamanın esas olduğuna inanıyorum. Bazen ben bunu, hayatımızda ruhsal bir boyuta sahip olmak diye adlandırıyorum.
Çünkü insan aynı zamanda sorgulayan bir varlıktır. Sorgulayan bir varlık olması ise insanın her şeye kendiliğinden boyun eğmeyeceği anlamını taşır.

Ve ne olursa olsun insan önce kendine ayna olmalı. Ancak o zaman kendi iç sesini duymaması diye bir şey söz konusu değildir. Yeter ki kendimizin ve sınırlarımızın farkında olalım. Kendi kişisel değerlerimizle, bütünlüğümüzle örtüşen her seçimimiz yaşamımızı daha değerli ve coşkulu kılar.

Hayatı anlamlandırmak, anlamlı yaşamak insanın kendi özünde ki coğrafyayı keşif etmesiyle mümkündür. Ondan sonra kendini bilmek, birey olmanın farkındalığına varmak. Duvar olmakla, katı olmakla, tavır almakla, mazeretlerin arkasına saklanmakla kendimiz olamayız.

Hayatımızdan gün çalanlarla değil, hayatımıza anlam katanlarla çoğalmak sevgiyle, inançla, güvenle…
Kaldı ki herkesle aynı olmak zorunda da değiliz. Kendimiz olalım yeter. Kendi hikayemizin kahramanı olalım yeter.

Olcay Kasımoğlu

 

Ayrıca kontrol et

Kurucu Başkanımız Sn. Celil ÜNLÜ Görevini Bıraktıktan Sonra Bir Veda Mesajı Yayınladı.

Değerli Ardahan Kamuoyu ve Çok Kıymetli Ardahan Kültür ve Sanat Platformu Üyeleri; Şahsım adına bir …